Mutfak penceresinden disariya bakiyoruz... Bak yapraklar dokulmeye basladilar bile diyorum, belki degisik renklerde toplayip bana getirirsin birkac tane... Burnunu cekiyor.. Hava cok sicak.. Cok nemli.. Cok yapis yapis... Ama ruzgar var.. Gunes gokyuzunde ama, gokyuzu grimsi...
Anne bu mevsimin adi ne diyor.. Bu mevsimin adi Roma diyorum..

19 Aralık 2009 Cumartesi

HER OYKU'DE BIR BASARI SAKLIDIR....

Merhaba, ben sizin kalori hesaplarinizla diyetlerinizi ornek beslenme profillerinizi hazirlarken, terazi'den bu mektup gelmis bugun... Hayatta hicbirsey caba gostermeden olmuyor. Burada samimi bir cabayi, direnci ve yenilmeme oykusunu okuyacaksiniz... birgun terazi'de bahar gibi tek bir pantolonu hatira diye saklayacak, ve "ben bunu giyiyordum, hatta dar geliyordu, inanabiliyor musun " diye ara ara cikartip gosterecek arkadaslarina...

Basarmayi hedefledigi icin, kendine soz gecirmeyi basaracak...
...................................................................................................................................................................
Sevgili Mehtap,

sana bir mektup yazdım kendi blogumda.. sonra, acaba "kararsızlara" veya "o tehlikeli dönemeçlerde olanlara" ibret olabilir mi diye buraya da aktarmaya karar verdim.. biraz uzun.. kısaltabilir veya sadece kendine saklayabilir, yayınlamayabilirsin.. sevgi ve saygılarımla..."Sevgili Mehtap, dün gece oturdum, "önce sağlık" etiketli tüm yazılarını çıkarttım.

Hatta; "önce sağlık"başlığına tıkladığımda çıkmayan "2008 tarihli Önce Sağlık" yazılarına da 'manuel' olarak ulaştım... Sonra teknolojiye güvenmeyip (!), diğer yazılarını da ay ay çağırdım blogundan ve tek tek "word" e attım.

Sonra...Sonra bu sabahtan beri de, hem tekrar okudum, hem de düzenledim onları... Fotoları almadım, kestim, başlıkları koyultup ortaladım, sonra bazı "bence" çok önemli yazılarını da koyulaştırdım, altını çizdim, maddeler haline getirdim. Yorumların hepsine girmedim henüz.. Zaten onları ayrı bir dosyada toplayacağım.

Ve gördüm ki; ne çok emek vermişsin, ne çok...

O kadar duygulandım ki...

Hani bir okurun demişti ya, "neden kitap yazmıyorsunuz?" diye... Sen çoktan yazmışsın o kitabı, hâlâ da yazmaya devam ediyorsun. Lütfen, zaman bulursan eğer, bunu düşün. 5-10 kişinin okuduğu bir blogdan, yüzlere, binlere ulaşmanın ve bu sayede yazılan başarı öykülerinin verdiği mutluluk ve gururu paylaş diğer insanlarla da... Acizane bir öneri benimki...

Peki neden mi yaptım, bu "yazılarını" toplama işini? Kendim için! Dönüp dönüp okumaya ihtiyacım olduğu için! Bana bundan başka hiçbir şey iyi gelmediği için!

Sana yazan "Bahar, Funda, Nükhet, Emoş, Güneş ve diğerleri"nden sonra az daha bir başka öykü de benden gelecekti! Ama benimki mazallah "bir başarısızlık öyküsü" olarak kara kalemle yazılmış olacaktı.

Az kalmıştı, çok az! Daha öncekiler gibi; 10 verip 15 aldığım, 20 verip +25 ile kapattığım o "yo-yo diyetler" dönemindeki gibi... Halbuki bu sefer diyet de yapmadım. Gerçekten yapmadım, sadece sağlıklı beslendim, mükafatını da gördüm, 12 kilo verdim. Canım eskisi gibi yemek, tatlı yemek istemiyordu, diyet konuşmayı, düşünmeyi bırakmıştım... Uzun zamandır içimde yaşattığım "Pazartesi=Diyete Başlama Günü" sendromunu çoktaaan geride bırakmıştım... "spor=vakit buldukça yürüyüş ama düzenli değil" şeklinde hayatımdaki eksik parçaydı ama günlük koşturmalarla dengelemeye çalışıyordum...

Sonra ne oldu, ne zaman oldu hatırlamıyorum! Ama ne zaman ki bıraktım, bu sağlıklı yaşam frekansından ne zaman ki ayrıldım(acı olan ne zaman bıraktığımı da tam olarak bilmiyorum) yaklaşık 3.5 ayda 6 kilo geri gelmiş! Başlangıca dönmeme de 6 kilo kalmış...Bloguna bıraktığım bir yoruma cevap vermiştin: "lütfen yenilme, lütfen!" diye ve ben de söz vermiştim "yenilmeyeceğim!"...




Aslında o tarihten sonra kilo almaya devam ettiğim için kendimi sana karşı biraz mahcup hissetsem de, ipin ucunu tamamen hiç bırakmadım, gevşettim ama bırakmadım! Onca işinin gücünün arasında bana ve diğerlerine ayırdığın zaman ve verdiğin cevaplar olmasa, ben çoktan yine 52 beden kıyafetlerime geri dönmüştüm ama hâlâ 48'e devam ediyorum...

Buna sevinilir mi, evet! Ben her durumda şükretmek gerektiğine inandığım için, evet! İyi ki varsın!

Karşılıksız yaptığın çabalarının, tüm emeklerinin mükafatı sana bir şekilde dönecek, buna yürekten inanıyorum. Hakkında hayırlı olanların seninle buluşmasını diliyorum, can-ı yürekten...

Bana gelince; başa döndüm... Zaten tam olarak hiç uygulayamamıştım dediklerini... Biraz senden, biraz eski bilgilerden ortaya karışık bir uygulama idi benimki, belki de bu yüzden bir süre sonra iflas etti... Şimdi en başa, sadece senin "tavsiyelerinle"... Mayıs'09dan yanıma kâr kalan "verilmiş 6 kilom" var, onu da heba etmeden, ilk 2 haftalık listene dönüyorum...
Sevgilerimle.."
19 Aralik 2009'Roma

14 Aralık 2009 Pazartesi

OPPPPPPPPPPPPPPPPSSSSSS....

Bu nasil bir baslik diyeceksiniz gorunce... Gulcin ve babam muhtemelen ayiplarlar, annem gulumser... Ben yine de yaziyorum..
Oppppppppppppppppsssss dedim yazdiklarima goz gezdirirken... Oppsssssssssssssssss… Hem de nasil !

Ustelik FatmaKokdilGokce ve adsiz Canan fark etmis, sizleri ve beni cok nazik bir sekilde uyarmis ama ben yine de uyanmamisim…
“Kalemler Hazir mi?” yazisinin orijinalinde oldugu halde, sanirim bloga tasirken bir hata yapmisim ve kadinlar icin de , erkekler icin de formuldeki yas kismini yok etmisim…

Affedersiniz… Simdi yeniden yapacaksiniz hesaplari ...

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Ben hic "Ah cok yorgunum, cok uykusuzum " filan diye miz miz edecek degilim… Soz verdim ilk gruptan kilo veremeyen kalmayacak... Sonradan gelenlere de, sizler yardim edeceksiniz benim yukumu azaltarak biraz… Bu isin pesini birakmayacagiz…
Simdi toparlayalim tekrar yanlisimi duzelterek bu kez...
Erkekler icin; 66 + (13,7 X kg olarak agirlik) + (5 X cm olarak boy) - (6, 76 X yas)

Kadinlar icin; 655 + (9,6 X kg olarak agirlik) + (1,8 X cm olarak boy) - (4,7 X yas)
Hic fiziksel aktivite yapmayanlar = BMR X 1,2
.
Hafif egzersiz yapanlar (haftada 1-3 kez) = BMR X 1,375
.
Orta dereceli egzersiz yapanlar (haftada 3-5 kez) = BMR X 1,55
.
Yogun egzersiz yapanlar (haftada 6-7 kez) = BMR X 1,725
.
Cok yogun egzersiz yapanlar (hergun gunde 2 kez) = BMR X 1,9

Demis ve birakmistik...
.
Meltem ‘le Mehmet’e donelim tekrar...

Meltem’in 1555 civaridaydi gunluk kalori gereksinimi...
Bankada calisan bir kadin... Bilincli, akilli, bakimli bir insan... Iyi de bir ev hanimi... alisverisi kendi yapiyor, yemekleri o pisiriyor, Mehmet hep cok mesgul cunku... Sadece aksam yemeginden sonra masayi topluyor ve bir de, ayda bir kez buyuk alisveris gununde Meltem’e yardim (!) ediyor...
Meltem ne yaparsa yapsin, beslenme ile ilgili bir okula devam etmedikce hergun nasil 1500 kalorilik yemek yiyeceginin hesabini yapamaz... Yapar da, besinleri karistirmadan yapabilir ancak... Yani turlu pisirmeden, eti, sebzeyi, yagi ayri ayri yerse belki...
Hepsini tartmasi, hepsini hesaplamasi ve hayatini cehenneme cevirmesi gerekir... Olacak is mi...? Degil tabii...
.
Oyleyse ne yapacak... 1500 kalorilik beslenme orneginde ne var ne yok diye ogrenecek... Is yerindeki yemekleri secmeyi bilecek, evde pisirdigi yemeklerde kendi porsiyonunu belirleyecek, bazi gunler 1400 kalori, bazi gunler 2000 kalori alacak ve kilosunu bu sekilde koruyacak. Ayrica hayatina mutlaka ama mutlaka fiziksek aktiviteyi sokacak, boylece bacaklarinin ust kisminda beliginlesmeye baslayan bingil bingil goruntuyle, ciddi bir sekilde sellulite donusmeden mucadele etmeye de baslayacak... .
Porsiyonlari goz karari olcebilmeyi ogrenmeden once, belki minik bir mutfak terazisi alacak Meltem... 100 gram et ne kadardir, 6 kasik makarna kac gram gelir biraz bakacak... Pismis yemeklerin porsiyon kalorileri hakkinda fikir sahibi olacak... donup, porsiyonlarla ilgili yaziya tekrar goz atacak...
.
Meltem sabah kahvaltisini duzenli olarak yapacak. 1 dilim ekmek, 1 dilim peynir hakkini sakli tutarak, 4 zytin, 1 yumurta, 1 kasik bal ve tereyagi ekleyip cikartacak. Domates, salatalik, roka, maydanoz her zaman olacak, Pazar kahvaltisina kimse dokunamiyacak, onlarin evlerinin adeti ne ise ondan hazirlanacak ama olcu kacmayacak.

1500-1700 kalori almasi gereken bir kisinin gunde toplam
.
3 dilim ekmek
100 gram et
6-8 kasik sebze yemegi (yaga dikkat)
4 kasik pilav veya makarna
2 meyve
1,5 kase yogurt
Ara ogun icin iki ceviz veya iki biskuvi,
Diledigi kadar haslanmis sebze veya salata hakki vardir.
.
Mesela Meltem yarin sabah 1 tost yesin ve bir fincan cay icsin.
.
Ara ogunde 1 meyve+ 2 ceviz yesin.
.
Oglen yemegi bankada (corba, havuclu, patatesli tavuk yemegi, salata, ayran). Yemegin patateslerini, havuclarini yesin ama ekmek yemesin.
.
Ara ogunde oda arkadasi evden getirdigi keki ikram etsin, ince bir dilim yesin, ikinci dilime hayir desin + 1 meyve
.
Aksam yemegi 8 kasik sebze yemegi, yogurt, 1 dilim ekmek.
.
Yatmadan once yakin olan kemik kaybini dusunerek 1 fincan az yagli sut icsin.
.
Meltem mesela evde ne pisirsin?

Bakalim porsiyon basi kalorilere ve bu listeyi ya da internetten bulabileceginiz kalori hesaplarini asin buz dolabinizin ustune..;

· Baklagiller 350
· Balık tava 370
· Börek 350
· Yaprak dolmasi (10-12 tane) 300
· Fırında makarna 530
· Kıymalı sebze 190
· Kıymalı karnibahar 187
· Türlü 221
· Kapuska 190
· Sulu köfte 250
· Mantı 341
· Kısır (2 yemek kaşığı) 125
· Patates kızartması (150gr) 330
· Kıymalı patates 250
· Patates salatası (1 kase) 436
· Pilav (pirinç bulgur) 320
· Cacık 80
· Zeytinyağlı lahana dolma (2 tane) 125
· Zeytinyağlı yaprak dolma (2 tane) 125
· Zeytinyağlı taze fasulye 200
· Zeytinyağlı pırasa 225
· Zeytinyağlı biber dolmasi 250 (kus uzumsuz ve dolmalik fistik yoksa)
· Zeytinyağlı bakla 266
· Zeytinyağlı barbunya 328

Hemen hemen hersey var degil mi? Meltem bu Cumartesi evdekilere supriz yapip manti da yapabilir...
.
Mehmet, hem spor yaptigi, hem de gunluk kalori gereksinimi daha fazla oldugu icin, ikinci bir tabak mantiyi yiyebilir ama Meltem yaklasik 700 kaloriyi sadece mantidan alirsa (iki tabak yiyerek) gunun geri kalanindaki ogunlerinde ne yer?
.
Eger bizim ev gibi hic manti pismeyen bir evse onlarinki de, ve birsekilde manti geldiyse bir yerlerden, ya da manticiya gidildiyse Meltem ne yapar bilmem ama Mehtap iki tabagi da afiyetle yer, bir sonraki gun hic ekmek yemez ornegin...
.
Meltem’in bankasinda oglenleri yemek cikar. O bugune kadar farkina varmamistir ama, ornegin gecen hafta ;
Koyun etli sebze haslama, arpa sehriyeli pirinc pilavi, yogurt, demir tatlisi menusunun kalorisi 1570 civarindadir ve Meltem’in gunluk kalori gereksinimi zaten bu kadardir.
Bilmem anlatabiliyor muyum...?
Bu arada kilo vermesi duranlar ve SEVGILI SARA HANIM, lutfen uzulmeyin... Kilo vermenin durmasi cok normal ve beklenen bir surectir. Onun icin hani denize sirt ustu yatip kendimizi suda salinmaya birakmistik ya... Organizmamiz yeni beslenme anlayisimizin gecici bir moda olduguna inanmaya calisiyor sadece... Bu bildigimiz ve bekledigimiz birsey... Gececek... goreceksiniz... Siz kilo almamaya bakin, bir sure kilo vermesek te, olabilir...
Artik sorulari da cevapliyalim ve bakalim bizim Mehmet Bey, ne yiyecek, ne kadar yiyecek...
.
İyi haftalar hepinize...
.
14 Aralik 2009’Roma

10 Aralık 2009 Perşembe

GORUNDUGU KADAR ZOR DEGIL....


Neydi bu hesapladigimiz?
.
Bazal Metabolizma Hizi .. (BMR)
.
Yani, 24 saat icinde yasamin devami icin gereksinim duydugumuz enerji miktari...
.
Cunku biz uyurken de, oturup televizyon seyrederken de, dusunurken de enerji kullanmak zorundayiz.
.
Simdi...
.
Gunluk aktivite miktarimizi goz onunde bulundurarak, almamiz gereken kalori miktarini hesaplayabiliriz.
.
Gecen yazida verdigim formulden buldugunuz deger yani bazal metabolizma hizinizi bu formullerden size uygun olanina uygulayin...
.
Hic fiziksel aktivite yapmayanlar = BMR X 1,2
.
Hafif egzerzis yapanlar (haftada 1-3 kez) = BMR X 1,375
.
Orta dereceli egzersiz yapanlar (haftada 3-5 kez) = BMR X 1,55
.
Yogun egzersiz yapanlar (haftada 6-7 kez) = BMR X 1,725
.
Cok yogun egzersiz yapanlar (hergun gunde 2 kez) = BMR X 1,9

.
Simdi bir prova yapalim bakalim.


Diyelim ki, 46 yasinda 57 kilo, 1,56 boyunda bir kadin.

655 + (9,6 X 57) + (1,8 X 156) – (4,7 X 46) =

655 + 574,2 + 280,8 – 216,2 = 1293, 8

655’i neden koyu yazdigimi soylememe gerek yok sanirim... Yoksa var mi?
Bu kadin, bankada calisiyor olsun, ismi mesela Meltem olsun, isine arabayla gidip geliyor olsun, hic spor yapmasin ve ev islerine de haftada 1 gun yardimci aliyor olsun.
.
Oyleyse Meltem Hanim’in GUNLUK KALORI GEREKSINIMI = 1293, 8 X 1,2 = 1552 , 56
.
Karisik gibi duruyor ama degil...

Bizler her ay oturup yuzlerce fisi vergi iadesi icin alt alta yazip toplamis bir milletin insaniyiz... 3 tane carpma, iki toplama, bir cikartmadan mi gozumuz korkacak...


Hadi bir prova daha yapalim...
.
55 yasinda, 1.70 boyunda, 85 kiloluk bir erkek olsun karsimizdaki. Universitede ogretim uyesi olsun...Haftada iki gun tenis oynasin, 1 gun de aletli jimnastik yapsin mesela... Ismi de Mehmet olsun...
.
Hatirlayin, 85 Mehmet Bey’in kilosu, 170 boyu, 55 te yasi..
.
66 + (13,7 X 85) + (5 X 170) – (6,76 X 55)=
.

66 + 1164,5 + 850 – 371,8 = 1708, 7
.
Haftada 3 gun egzersiz yapiyormus Mehmet Bey...
.
Oyleyse Mehmet Bey’in GUNLUK KALORI GEREKSINIMI 1708,7 X 1,55 = 2648, 485
.
2650 kalori diyelim biz... Ye ye bitmez... Dusunun Mehmet Bey, ihtiyacindan ne kadar fazlasini yiyor olmaliki, pantolonlarina sigamiyor, kendini sisman buluyor ve verecegi 8-10 kiloyu bir turlu veremiyor...
.
Diyelim ki Mehmet Bey’le Meltem hanim evli olsunlar...
.
Eeeeeeeee Doktor hanim derlerdi herhalde bana, Biz simdi ayni seylerin pistigi bir evde, ustelik ikimiz de birer ogunu disarda yemek zorundayken, ustelik 16 yasinda 1 kiz, 10 yasinda 1 oglan cocugumuz varken (ikisi de yetisme cagindalar ama cinsleri farkli !) nasil hesaplayacagiz yani 2648, 485 kaloriyi ?

????????????????????????????????????????

Hadi 1550 kaloriyi bildik diyelim, 2, 56 kaloriyi nasil hesap edecegiz?

?????????????????????????????????????????

Askolsun Meltem hanim, e pes yani Mehmet Bey diyecegim ben de.. Bizim parmak izciler ne gune duruyorlar...? Onlara gideceksiniz, pazartesi brokkoli, sali kibrit kutus kadar peynir, carsamba domates corbasi diye yazacaklar, her 15 gunde bir sizi tartacaklar, siz kilo olarak ta, cuzdan olarak ta hafifleyip evinize doneceksiniz...Sonra kibrit kutusu kadar peynir, iki kofte kadar et yemekten icinize fenalik gelecek, suratinizi asip keyifle tatli yiyenlere bakacaksiniz, Kizilay’da doner ekmek yemek dunyanin en gunah isi gibi gelecek, sonra birgun yaa Allah, yer misin yemez misin diye bir baslayacaksiniz yemek yemege, uzaktan baktiginiz her gunun askina 2 tabak hesabi 3 ayda geri alacaksiniz kilolari ama paranizi ve zamaninizi hic sorgulamayacaksiniz...


Oyle mi?

Oyle degildir herhalde...

Siz, her benim diyen ulkenin sahip olamayacagi guzellikte bir mutfak kulturune, ilahi tatlara sahip bir ulkenin insanlariniz...

Sadece corbalarinizla kitaplar dolar, zeytinyaglilarla, tatlilarla ansiklopediler yazilir...

Bakmayin siz kremali brokkoli corbalari pisirip, tiramisudan baska tatlilari yemeyenlere...

Ravioli yiyerek buyumus gibi, o canim mantilara “ayy valla reflum var, dokunuyor bana manti” diyenlere, binbir cesit tane tane dokulen pilavi unutup, risotto lapasi yiyenlere, Pide-kebap kulturunu kucumseyenlere bakmayin siz...

O kebapcidaki muhurlu gozlu garsonun adi Ali olmasa da Fabio olsa mesela, Ahhhhhhhh Pizza demek yerine Ahhhhhhhhhhh kiymali pide, etli ekmek, ahhhhhhhhhh Roma kebap diyor olurlardi belki, domates soslu, mozzarellali pizzaya da burun kivirirlardi ama simdi konumuz o degil...

Konumuz Mehmet Bey’in ve Meltem Hanim’in, farkli yaslardaki cocuklarini da dusunerek, yasamlarini kalori hesaplari uzerine kurmadan, agizlarinin tadini kacirmadan, sucluluk hissetmeden, keyifle, istediklerini yiyerek yasamalarinin yontemlerini ogretmek...

İstediklerini yiyerek mi...? Borek, su boregi, puf boregi, sigara boregi, cig borek mi yani ?

Elbette...

Karniyarik, pilav, dolma, kuru fasulye...? Tabii ki?

Muhallebi, sutlac ? Evet... Ustune 1 top dondurma desem kizarsiniz simdi degil mi?

Hayir kizmam, ustunu biraz yakmayi unutmayin sutlacin...

Krem karamel?

İsterseniz yiyin, ben kazan dibini tercih ederim...

Cocuklar fast food istiyorlar bazen... Onu da mi?
Onu da... Ekmek icindeki kofteden baska birsey degil ki o da... Ben duruyorsa hala Tunalidaki Inegol koftesini, ya da Sultanahmet koftecisindeki izgara kofteyi tercih ederim ama fast food da oyle o kadar ocu degil sonucta...

Yani ne istersek yiyecegiz oyle mi?

Evet Meltem Hanim, evet Mehmet Bey, ne isterseniz yiyeceksiniz ama her istediginiz zaman, her istediginiz kadar yemeyeceksiniz...

Akilli, bilgili, uygar,sorumluluk sahibi insanlar olarak kendiniz ve cocuklariniz icin uygun bir beslenme modeli sececek ve porsiyon ayarlamayi ogreneceksiniz...

BUNU, GUNLUK KALORI GEREKSINIMIZE GORE AZALTIP COGALTARAK, KILO VERMENIZI DURDURARAK YA DA KILO ALARAK YA DA KILO VEREREK YAPACAKSINIZ...

Onun icin aylardir burada benimlesiniz oyle degil mi?

Oyle degil mi...?

Hadi yapin hesaplarinizi... Mezuniyetinize cok az kaldi... Dayanin biraz daha...

10 Aralik 2009'Roma

P.S: Hani hayatimdaki yukleri kaldirmaya calisiyorum demistim ya... Sizlere anlatmak icin sabirsizlaniyorum olanlari... Sadece hersey cok ustuste bindi ve biraz fazla yoruldum... Antonio ve Federico bilgisayara el koydular, el bebek, gul bebek nazladilar beni... Iyi oldugum zaman da yapin boyle dedim... Ama bu arada yazim inanilmaz derecede gecikti... Bu sefer oyle olmayacak...

P.S 2: Yazmistim, tekrar yaziyorum... Ben su anda yazdigim herseyi benimle aylardir burada olup bu programi izleyen sinifin ogrencilerine yaziyorum... Hemen hepsi baslangic kilolarinin enaz % 7-10'unu verdiler... Yeni gelenler ilk haftadan baslasinlar lutfen...

P.S3: Gecen hafta bir konudaki israrim ve inadim uzerine, bolum baskani bana sen doktor musun yoksa muhasebeci misin dedi... Yazdiklarima baktim da, hani neredeyse diyecegim geldi...

1 Aralık 2009 Salı

KALEMLER HAZIR MI?

Dikkat edin bakin, beslenme konusunda konusmamasi gerekip te, cenesini tutamayanlarin buyuk bir cogunlugu, soylediklerine biraz olsun icerik katabilmek icin bazi kavram ve kelimeleri cokca kullanirlar…

Ornegin antioksidanlar her derde devadir onlara gore… Ozellikle anti-aging (yaslanmayi geciktirici) olarak kullanilmasini onerirler… Bir yere kadar dogrudur da soyledikleri… Ama antioksidanlar iki ucu keskin bicak gibidirler ve tipki asiri spor gibi, dogru yer ve zamanda kullanilmadiklarinda, yaslanmayi hizlandiran rol oynarlar..

Bizim parmak izi uzmanlari ise, bu konulari arastiracaklarina, doktorculuk oynamayi tercih ederler... Anemi filan tedavi etmeye kalkarlar...
Metabolizma da iste bu agizlarda ziyan edilen bir kavramdir...
Nedir bu metabolizma?
Metabolizma enerji olusumunu saglayan biokimyasal mekanizmalarin bir butunudur. Bu mekanizmalar, besinlerin icinde kapali tutulan enerjiyi aciga cikartma rolunu ustlenirler ve hucrelerin gereksinimine gore de, var olan enerjinin dengeli bir sekilde kullanilmasini duzenlerler.


Bu durumda, METABOLIZMA HIZIMIZI ARTIRMAK ICIN VUCUDUMUZDAKI ENERJI KULLANIMINI ARTIRMAMIZ GEREKIR...

Metabolizma hizi 3 temel olaya bagli olarak sekillenir;
1) Bazal metabolizma hizi
2) Besinlerle birlikte olusan enerji birikimi
3) Fiziksel aktivite

En basit haliyle “bazal metabolizma” , yasamin devami icin gereksinim duydugumuz temel enerjiyi 24 saatlik sure icinde harcama hizidir. Hatta daha da basitlestirirsek; yasam fonksiyonlarini devam ettirebilmek icin gereken en dusuk enerji miktaridir. Saglikli ve hareketsiz bir yasam suren eriskinlerde, toplam enerjinin yaklasik % 60-75’i bu nedenle kullanilir.

Fiziksel aktivite ve kas kitlesinin artmasi metabolizma hizi icin cok guclu bir uyaridir. Yani kas kitlemiz arttikca, enerji tuketimimiz de artar. Cunku “kas” yasayan ve harcayan bir kitledir. Enerji gereksinimi, yag dokusuna gore 10-15 kat daha fazladir...
Yani?
Yani?
Yanisi su... Vucudumuzda cok yag varsa az enerji harcariz...



YANI METABOLIZMAMIZ YAVASLAR...

YANI SISMANLIK YAVASLAMIS METABOLIZMANIN SONUCU DEGILDIR, SISMANLIK SONUCU METABOLIZMA YAVASLAR...

Metabolizma hizi 60 yasindan sonra goreceli olarak azalmaya baslar.


Vucut isisindaki 1 °C’lik yukselme, bazal metabolizmayi % 13 oraninda artirir. Yani soguk iklimlerde yasayanlarda yaglanma daha kolay olur.

Elbetteki hormonal degisiklikler, gebelik, emzirme herbiri teker teker metabolizma uzerinde etkilidirler.

Stress ve anksiyete metabolizma hizini artirirken, sedatifler ve anti depresanlar metabolizma hizini azaltir.

ACLIK; METABOLIZMA HIZINI %20 AZALTIR.

Yani?

Yani?

Yanisi su, anlamsiz aclik diyetleri (!), tek sebze, tek meyve adiyla onerilen zayiflama receteleri, butun guc ac durup, sonra salata yemeler filan, hem metabolizmaya ciddi bir sekilde zarar verirler, hem de insani bikkinliga, bezginlige ve keyifsizlige suruklerler...

Hadi hesaplayalim bazal metabolizma hizimizi:

Hazir mi kalemler?


Erkekler icin; 66 + (13,7 X kg olarak agirlik) + (5 X cm olarak boy) - (6, 76 X yas)

Kadinlar icin; 655 + (9,6 X kg olarak agirlik) + (1,8 X cm olarak boy) - (4,7 X yas)

Simdi hesabinizi yapin, bir kenara yazin ve gunluk kalori ihtiyacinizi belirlemek icin beni bekleyin...

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
..
.
.
.
Bu arada sizlerin de bayraminiz kutlu olsun... Varliginizi bu kadar zarif bicimlerde hissettirdiginiz icin, hepinize teker teker sevgilerimi yolluyorum...
Ilk firsatta son 3 yaziya birakilan sorulara da cevap yazacagim...

P.S: sanki anfide ders verir gibi yazmisim ama, bu kadar ruh daraltan bir konu, baska nasil anlatilir bilmiyorum...

1 Aralik 2009’Roma